İstanbul 9. Ağır Ceza Duruşmasındaki duruşmaya, tutuklu sanık Yavuz Sümter tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Manzara Bilim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Müştekiler Nilay Erol ve Metin Erol ile Sıhhat Bakanlığı avukatı da duruşmada hazır bulundu.
Birinci kere savunma yapan tutuklu sanık Yavuz Sümter, hadise gününe kadar geçen süreçte hastanede müthiş şeyler yaşadığını ve kendisi için değerli olan doktorluk mesleğinin Kaan Erol tarafından ruhsal şiddetle elinden alındığını savundu.
“KASITLI OLARAK UYUMAYA GİTTİ”
“Keşke bu vaka hiç yaşanmasaydı.” diyen Sümter, misyona başladığının ikinci günü acilde nöbete yazıldığını, Kaan Erol’un da nöbetçi olduğunu, Erol’un “Ne yaparsan yap.” diyerek uyumaya gittiğini, sabaha kadar hastalar geldiğini, telefonunu açmayan Kaan Erol’u hekim odasına gidip uyandırdığını, Erol’un kendisine bağırıp küfür ederek odadan kovduğunu ve hastaları kıdemli asistan gelene kadar beklettiğini öne sürdü.
Kıdemli asistanın kendisine, “Bu kadar hasta neden bekliyor?” diye sorduğunu ve ona durumu anlattığını lisana getiren Sümter, şöyle devam etti:
“O da bana, ‘Bu adam daha iki günlük, biz siz birinci geldiğinizde bu türlü mi davrandık?’ dedi ve tüm kıdemlilere kızdı. Bu hadise nedeniyle Kaan iki saat geç çıkma cezası aldı. Bana, ‘bunu asla unutmayacağını ve Baltalimanı’nı bana cehennem edeceğini’ söyledi. Benim hastanedeki iki günkü hadisede hiçbir kusurum yok lakin Kaan o gece kasıtlı olarak uyumaya gitti. Kaan Erol ile aramızdaki hasımlık bu türlü başladı. Kaan, alkol ve uyuşturucu bağımlısıydı. Uyuşturucu içeren bir ilacı kendisine yazdırıyordu. Kullandığı unsurlar hallerini belirliyordu. Bu vakadan sonra şahsıma yönelik hakaretleri, azarlamaları ve rencide etmeleri başladı ve artarak devam etti.”
“BENİ MEVTLE TEHDİT ETTİ”
Kaan Erol’un kendisine fizikî şiddet uyguladığını ve attığı her tokatın ruhunda farklı yaralar açtığını savunan Sümter, “O nöbetçi olmasın diye dua ederdim. Üç ay boyunca hasta görmemi engellediler. Devletin beni atadığı hastanede alçı çalışanı olarak çalışıyordum. Kaan’dan ve Kemal’den hiçbir şey öğrenmedim. Ben daha iki haftalık asistanken amelelik işlerini yaptım. Öteki aylar da bu türlü devam etti. Kaan ve Kemal beni tehdit etti. Kaan’ın tehditleri bununla da sonlu kalmadı, beni mevtle tehdit etti.” diye konuştu.
Yavuz Sümter, 10 günlük rapor aldığını fakat Kaan Erol’un buna karşın kendisini hastaneye çağırdığını, hastaneye gelip on gün boyunca işlerini yaptığını, Erol’un kendisini daima herkesin içinde azarladığını ve bütün bunları istifa etmesi için yaptığını öne sürerek, “Ben 22 yılımı hastanenin orta yerinde cinayet işlemek için harcamadım. Bu cinayet vakasında birçok kişi var ancak ben hapisteyim. Beni hayallerimden eden herkes yargı karşısında hesap verecek.” dedi.
Kaan Erol’un 9 Ekim 2019’da hastanede kendisine herkesin içinde bağırıp aşağıladığını, bu hadise nedeniyle tekraren intihar teşebbüsünde bulunduğunu da aktaran Sümter, savunmasında şunları söyledi:
“Cuma sabahı onu başhekimin karşısına dikecektim. Gecenin köründe, ‘Konuşman lazım.’ diye ses duydum, irkildim. Telaşla meskenin içinde dolaştım. Birden gözüme duvara astığım süs balta çarptı. Bununla Kaan’ı korkutmak istedim. Onu öldürmek niyetim yoktu. Hadisede kullanılan bıçak ise güvenlik nedeniyle taşıdığım bıçaktır. Ben yanımda daima bıçak taşıdım.”
“İLK BIÇAK DARBESİNDEN SONRA NE OLDUĞUNU HATIRLAMIYORUM”
Hastaneye gittiğini ve Kaan Erol’un hekim odasında savunmasız bir halde sırtı dönük yattığını kaydeden sanık Sümter, hadise anına ait şunları anlattı:
“Onu uyandırdım. Ona her şeyi tek tek sormaya başladım. Kaan da bana, ‘Ben senden kıdemliyim, istediğim üzere seni rezil ederim.’ dedi. Ona, ‘çarşamba günü ettiği lafları’ sordum, o da bana, ‘Erkeklik taslamaya mı geldin?’ dedi. Bu noktadan sonra denetim kalmadı bende. Odada birbirimize küfürleşmeye başladık. Üstüme saldırdı, beni boğmaya çalıştı. Kolunun ortasından kurtuldum. Baltayla caydırma kanısı aklımdan gitti. Çantama koştum. Bıçak vardı. Kaan bana, ‘Sende onu kullanacak cüret var mı?’ dedi. Tek elimle karşılık verdim, başkasında bıçak vardı. Benim gözümden gözlük fırladı. Bir yandan Kaan’a saldırıyor etrafı da görmüyordum. Yere düştüm. Yerdeyken Kaan üzerime çullandı. Bıçak olan elimi kurtardığım üzere vurdum. Birinci bıçak darbesinden sonra ne olduğunu hatırlamıyorum. Kaan’ın başında şokta kilitlendim. Pişmanım.”
Sanık Sümter, 8 Temmuz’daki birinci duruşmada, Erenköy Ruh ve Hudut Hastalıkları Hastanesinde tedavi gördüğü gerekçesiyle “Şu anda savunma verebilecek durumda değilim. Devam eden bir tedavi sürecim var.” diyerek savunma yapmamıştı.
“ADALETE İNANCIM TAM”
Sanık savunmasının akabinde beyanı sorulan maktul Kaan Erol’un babası müşteki Metin Erol, “Sağlıkta şiddet, hastanede terör evladımızı bizden aldı. Vazifesi başında hunharca katledilerek şehit oldu. Acımız hala yüreğimizde. Bu canilerin en adil biçimde cezalandırılmasını istiyoruz. Şikayetçiyiz.” dedi.
Anne Nilay Erol da “Bu katliam aklımızda büyüyor. Kaan İstanbul’a büyük bir hevesle geldi. Katil, hem bizim hem onun hayallerini yok etti, mezara attı. Benim Türkiye Cumhuriyeti adaletine ve ilahi adalete inancım tam. Yaptığının bedelini misliyle ödeyecektir. Dilerim ömür boyunca sonsuz ızdırap çeksin.” tabirini kullandı.
Şahit beyanlarından sonra orta kararını açıklayan duruşma heyeti, Isimli Tıp Kurumundan (ATK) sanığın akıl sıhhatinin yerinde olup olmadığına dair rapor alınmasına karar verdi.
Yeni şahitler dinlenilmesine de hükmeden heyet, duruşmayı erteledi.
İDDİANAMEDEN
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanık Yavuz Sümter’in 11 Ekim 2019’da, evvelce temin ettiği bir bıçakla Kaan Erol’u 75 defa bıçaklayarak öldürdüğü belirtiliyor.
Sanık Sümter hakkında “canavarca hisle ve eziyet çektirerek taammüden öldürme” hatasından ağırlaştırılmış müebbet mahpus cezasına çarptırılması isteniyor.
Milliyet
