Muğla’da bar işletmecisi Cemal Metin Avcı tarafından 21 Temmuz da vahşice öldürülen üniversite öğrencisi Pınar Gültekin’in ailesinin Avukatı Rezan Epözdemir, Muğla Adliyesi bahçesinde süreçle ilgili açıklamada bulundu. Olaya yardım eden başka faillerin olduğu yönünde kanaatlerinin bulunduğunu söyleyen Avukat Epözdemir, “Bu olayın içinde başka aktörlerin olduğu kanaatindeyiz. Cinayet öncesi ve sonrasında soğukkanlı davranışlar bulunuyor. Ortada hunharca bir cinayet var” dedi
Şüphelinin ‘canavarca hisle ve eziyet çektirerek öldürme’ suçuna ‘tasarlayarak öldürme’ suçunun da ilave edilmesini talep ettiklerini söyleyen Avukatı RezanEpözdemir, şunları söyledi:
“Hunharca yaşanan cinayete baktığımızda şüphelinin tek başına ifade edemeyeceği kanaatindeyiz. Bu sürece müdahil olan ya da yardım eden sıfatıyla başka aktörlerinde olduğunu düşünüyoruz. Mağdur olan ailenin de kafasındaki makul soru işaretlerinden bir tanesi. Zaten olayın oluş şekline bakarsak planlama ve tasarlama. Bu caninin cinayet sonrası soğukkanlı hareketlerine bakarsak bize göre tek başına bu cinayet işlenmiş olması mümkün değil. Bütün süreç planlanmış. Cinayete iştirak eden failler olmasa bile şuç delilini gizleyen, yok eden yani cesedin kaybedilmesine yönelik faaliyetlerde bulunan başkaca faillerinde olduğunu düşünüyoruz. Caninin cinayet sonrası soğukkanlı duruşu bu durumu net bir şekilde ifade ediyor. Olay öncesi ve olay sonrasında şüpheli ve müştekinin telefonları, HTS kayıtları, görüştüğü kişilerin tespiti ve soruşturmaya konu kişilerin ifadesinin alınması, olay yerindeki kamera kayıtlarının celbi, kamera kayıtlarının celbinden sonra bu konuda bilirkişi raporunun tanzim edilmesi, taraflara ait bütün kan, kıl, numune, varil üzerindeki parmak izleri dahil biyolojik gerekli incelemelerin yapılmasını talep etmiştik. Mutlaka ve mutlaka başkaca faillerin olduğunu düşünüyoruz. Henüz otopsi raporu tanzim edilmemiş. Otopsi raporunu talep ettik. Dosyada kısıtlama kararı var.”
‘AKSAKALLI DEDENİN EKSİK OLDUĞU BİR HİKAYE EZBERLETİLMİŞ’
Cemal Metin Avcı’nın savcılık ifadesini aldıklarını belirten Avukat Epözdemir, şöyle devam etti:
“Biz HTS analiz raporlarını, kamera kayıtlarına ilişkin bilirkişi incelemesi varsa raporu, adli tıp raporunu, biyolojik incelemelerini, parmak izi incelemelerine ilişkin bilirkişi raporlarını, varsa gelmişse otopsi raporunu ve şüphelinin olayı tamamen inkar ettiği 20 Temmuz tarihli jandarmada alınan beyanını istedik. Savcılık ifadesi bizde var. Bize göre orada aksakallı dedenin eksik olduğu bir hikaye ezberletilmiş, kurgulanmış, cezayı minimize etmeye yönelik bir kerameti kendiliğinden menkul bir ifade var ortada. Biz bir gün önce kollukta alınan ifadeyi de istedik. Bu kapsamda bu haksız tahrik meselesi kadına şiddet ve kadın cinayetlerinde çok ciddi bir yargısal paradoks. Burada da şüphelinin bundan faydalanmaya yönelik beyanları var. ‘Efendim bana tehdit mesajları çekiyordu, benden menfaat temin talebi vardı’ diyor ifadesinde. Fakat mesaj yok, sildim diyor. Yani siz böylesine bir süreçte bu kadar planlayıp programlamışken, yani telefon kartını bile olay yerinden uzak bir yere bırakmış iken, ‘Bana bıçak çekti. Kolumu çizdi. Bir yumruk attım yere düştü. Kan geldi. Bir yumruk daha attım, öldüğüne emin oldum, 10-15 saniye boğazını sıktım’ diyor. Sonrasında önce işte malum insan olma vasfına aykırı canice, hunharca bir cinayet olduğu için ‘önce odunla yakmaya çalıştım, sonra benzin ile yaktım, sonra üzerine beton döktüm, akabinde palet yardımı ile dereye attım’ diyor. Sonrasında da bunu planlayan, programlayan, hunharca, vahşice cinayet işleyen bir şüpheli profilinin öncesini organize etmemesi hayatın olağan akışına aykırıdır. Burada da ifadesini verirken haksız tahrik indirimden faydalanmak olmayan mesajlardan yola çıkarak, ‘Beni tehdit ediyordu. Menfaat temini talebi vardı’ diyor. Sonra ‘Bana bıçak çekti, kolumu çizdi’ diyor, olay yerinde bıçak yok. Bu ezberlenmiş, cezayı minimize etmeye yönelik haksız tahrik indiriminden faydalanmak için verilen savunmalar. Verdiğimiz dilekçede bunlara itibar edilmemesini ifade ettik. Soruşturmanın da genişletilmesini talep ettik.”
Milliyet