Kardelen Kamişli’nin şikâyeti üzerine Kırıkkale Cumhuriyet Savcılığı, vakayla ilgili soruşturma başlattı. Kamişli’nin odasına giren tabiri alındıktan sonra hür kalan Seyit Muhammed Sarı’nın kamuda çalıştığı öğrenilirken sözünde, ‘alkolü olduğunu, birden fazla şeyi hatırlamadığını, ezkaza odaya girmiş olabileceğini, kimseyi taciz etmek, ziyan vermek üzere bir niyetinin olmadığını’ söylediği öğrenildi. Seyit Muhammed Sarı’nın Kamişli’nin iki yan odasındaki 223 nolu odayı kiraladığı belirlendi. Kamişli’nin argümanı üzerine gece otele giden polis gruplarıyla ilgili de idari süreç başlatıldı.
Hürriyet gazetesinden Fevzi Kızılkoyun’un haberine nazaran, Kardelen Kamişli, yaşadığı fecî geceyi Hürriyet’e anlattı: “Yaşadıklarıma hâlâ inanamıyorum, şoktayım. Gecenin bir saatinde uykudan gözünüzü açtığınızda yatağınızda oturan birini görüyorsunuz. Dondum, kalakaldım.
‘NASIL ODAYA GİREBİLDİ’
Birkaç dakika sonra kendime gelebildim ve reaksiyon vermeye başladım. Allah kimseye bu türlü bir vaka yaşatmasın. Odaya kartla giriliyor, nasıl oluyor da kapıyı açıp odama girebiliyor? Dehşet dolu bir gece yaşarken, odama giren şahısta, gelen polis takımı de yaşanılan vaka olağanmış üzere davrandılar. Sonuna kadar bu işin takipçisi olacağım.”
Carmine Otel sahibi Gökhan Algül ise Hürriyet’e yaptığı açıklamada, “Maalesef bu türlü üzücü bir hadise yaşanmış. Hem kızın kendisini, hem babasını arayıp özür diledim. Yaptığımız incelemede kaldığı oda öbür bir kart tarafından açılmamış, kapıda zorlama yok.
‘KAMERALAR ARIZALI’
Kapılarımızın ardında zincir ve sürgü de var. Bu şahıs odaya nasıl girmiş? İnanın biz de bilmiyoruz. Otel girişinde, lobi kısmında kameralarımız var. Fakat katlarda kameralarımız arızalıydı” dedi. Kardelen Kamişli, Kırıkkale’de kaldığı Hotel Carmine’de başından geçenleri toplumsal medyada da paylaştı. Çok fazla kişi tarafından paylaşılan ve ses getiren paylaşımlarda Kamişli şu argümanlarda bulundu:
“Saat 02.40 civarında bir anda uyandım ve yatağımda daha evvel hiç tanımadığım, görmediğim bir adamın oturup bana baktığını gördüm. Anın şoku ve dehşetiyle ‘Sen kimsin, burada ne işin var?’ diye bağırdım. Bu kişi bana ‘Sen Nurbanu’nun arkadaşısın, seninle bir şey konuşmam lazım’ dedi. ‘Nurbanu kim? Çık git odamdan’ diyerek kendimden uzaklaştırmaya çalıştım. Bu kişi yaptığı taciz yetmezmiş üzere bir de küstahça ‘Senden bir sigara aldım, onu içip gideceğim’ dedi. ‘Defol git!’ diye bağırdığım sırada hâlâ yaşanılan hadise olağanmış üzere ayakkabısını çıkartarak yastığımın olduğu yere koydu. Valizimin üzerinde bana ilişkin olmayan bir ceket olduğunu da gördüm. Bunlar yaşandığı sırada dehşetten hareket edemedim, ayakkabısının çıkmasıyla birlikte hadisenin farklı bir yere evrileceğini düşünüp, hışımla kalktım ve otel resepsiyonunu aramak için elimi telefona uzattım. Telefona yöneldiğimi görünce kolumdan tutmaya yeltendi, kolumu çektim ve resepsiyonu aradım.
‘RÜYA GÖRMÜŞ OLABİLİRSİNİZ’
Görevliyi arayınca odamdan kaçarak uzaklaştı. Resepsiyon görevlisine vakası kapı eşiğinde anlattıktan ve misyonlu gittikten saniyeler sonra kapım tekrar çalındı. Vazifelinin tekrar geldiğini düşünerek kapıyı açtım. Odamdan çıkmadan sağ ve sol koridor devamına baktığımda kolon gerisinden sessiz ol manasında ‘Şşt’ işareti yapan bu adamı tekrar gördüm. Kapımı kilitledim, polisi aradım. 155’i aradığımda ‘Rüya görmüş olabilirsiniz hanımefendi, emin misiniz?’ sorusu ile karşılaştım. Emin olduğumu ve grupların hemen 221 numaralı odaya gelmesini istedim. Şahsın bu süreçte odamın kapısını bir kere daha tıklatması üzerine odamdan çıkamadım ve bu endişeyle odamda mahpus kaldım.”
‘NE BARIŞMASI MEMUR BEY’
Yaşadığı dehşetin devamını anlatan Kamişli, şöyle konuştu: “Lobiye inip resepsiyon görevlisinden manzaraları izlemeyi istediğimde ‘Polis götürmedi, arkadaşları parka götürdü’ dedi. Bu kadar endişe yaşatan ve ihbar ettiğim kişinin grup tarafından, şikâyetçi olup olmadığım sorulmadan, bırakıp gidilmesi sinirlenmeme neden oldu. Grupları tekrar arayarak şahıs hakkında şikâyetçi olduğumu, gelip almalarını istedim.
‘NE YAPTIĞINI BİLMİYOR’
Takım geldiğinde şahsı alıp takım aracına bindirdiler ve ‘İn otomobilden da barıştıralım sizi’ diyerek şahsı otomobilden indiren grup amirine ‘Ne barışması memur beyefendi. Şikâyetçiyim şahıstan’ dedim. Şahısla tıpkı araca bindirmeye çalışmaları üzerine kendi aracımla Cumhuriyet Polis Merkezi’ne gittim. Şahsın da 2 arkadaşı, ‘Alkollü ne yaptığını bilmiyor, şikâyetçi olmayın’ dedi. Emniyete verdiğim şikâyet tutanağı ve sözümün ötesinde şahsen kendim başka olarak Kırıkkale Adliye Sarayı’na giderek Cumhuriyet Başsavcılığı’na da şikâyet dilekçemi ulaştırdım.”
Milliyet
