Cem Vakfı kurucularından Ercan Güvenç, Kültür ve Turizm Bakanlığı altında kurulan Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı bürokratlarının “Alevi inancını Sünni inancına dönüştürme eğilimine girdiklerini” öne sürdü.
Güvenç, YetkinReport’a ilettiği ve Kurucular Konseyinde paylaşıldığını vurguladığı mektubunda tezine örnek olarak bürokratların cemevlerinde namaz kılmak için bir oda ayrılması isteğini gösterdi.
Sünni yurttaşların da bu türlü bir talebi olmadığı, bürokratların “siyasi takımların takdirini kazanmak için” bu tarafta talepte bulunduğunu yazan Güvenç, Bakanlığa bağlı kuruluşun lideri Alirıza Özdemir’i de “işgüzarlık” olarak nitelediği bu talepten vazgeçmeye çağırdı.
Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’na ithafen “Kurulan bu kurumdaki bürokratlar siyasi takımların takdirini almak için Alevi inancını Sünni inancına dönüştürmesi eğilimine ne yazık ki girmiş durumdalar. Aleviler bunu asla kabul etmeyeceklerdir” diyen Güvenç, “İnancımız odur ki Sayın Cumhurbaşkanımız, atadığı lider ve takımının getirmek istediği Alevilikle ilgili yeni tanımlamaları ve ritüelleri değil de daha çok çalışkan ve hizmet götüren bürokratını takdir edeceğidir” sözlerini kullandı.
Güvenç, şu sözleri kullandı:
“Aleviler, 1517 de Yavuz’la başlayan ve Cumhuriyetin kuruluşuna kadar devam eden onca baskılara karşın inançlarından asla taviz vermeyerek bugünlere gelebilmişler. Artık kurulan bu kurumun lideri, Cemevi liderlerinden cemevlerinin bir odasını da namaz kılınması için mescit olarak ayrılsın isteğini onaylayacağını lütfen beklemesin. Mevcut Lider tasa duymasın ki Sünni yurttaşlarımızın ne bu türlü bir isteği var ne de cemevlerinden korkuları. Tersine büyük kentlerimizde ki cemevlerinde perşembe akşamları yapılan Cem ibadetinde, katılanların yüzde on beş- yirmi ortası Sünni yurttaşlarımızdır.”
Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla 9 Kasım 2022’de Resmi Gazetede yayınlanan Kararname ile kuruldu.
Alevilik ve Bektaşiliğin Diyanet İşleri Başkanlığı altında değil, Kültür ve Turizm Bakanlığı altında kurulması, o periyot bir inanç sistemi değil de bir kültür zenginliği olarak görüldüğü tenkitlerine yol açmıştı.