
Dişlerin yapısı ağır olarak inorganik unsurlardan oluşur. Bunlar ise yoğunlukla minarelerden oluşur. Dişlerin ağızda oluşum kademesi sırasında bu diş üretim sistemime katılacak hususlar yanlışsız beslenmeden geçiyor.

Süt dişlerinin değişimi sonucu çocuklarımıza bir ömür eşlik edecek dişler 3 ile 4 yaş ortasında çene kemiğinde oluşmaya başlar. Bu üretim 10 12 yaşa kadar sürmekle birlikte 20’lik dişleri de göz önünde bulundurursak 20 li yaşların sonuna kadar çene kemiğinde diş üretimi kelam hususudur.

Dişlerin ağzı içinde üretimi tamamlandıktan sonra yapısında çok büyük değişiklikler yaşamazlar. Bundan ötürü bu çağda yenilen ve içilen besinler çok ehemmiyet taşır. Ağır kalsiyum içeren süt yoğurt peynir ayran üzere besinlerin ağır tüketilmesi gerekir.

Havuç patates ve brokoli A vitamini deposu olduğundan tüketimi sonucu diş üretim sistemi desteklenir. Balık et ve tavuk ağır fosfor içeriği sayesinde dişlerin yapısını destekleyecektir.

Dişlerin ağızda oluşumu tamamlandıktan sonra dişlerin mine yapısını bozabilecek asitli içeceklerden kaçınılmalı tüketilme durumda ise pipet kullanılmalıdır. Ağır asit diş minesinde erozyona sebep olur. Ağır karbonhidrat içeren besinler diş çürüğüne yatkınlığını artırır.

Diş çürüğüne sebep olan ağızda 3 çeşit bakteri vardır. Bu bakterilerin tek tüketim kaynağı karbonhidratlardır. Diş bölgesinde temizlenmeyen karbonhidrat artıklarını kullanan bu bakterilerin çıkardığı asit sonucu dişlerimiz çürümeye başlar. Bu sebeple çikolatalar, lokum ve gibisi yapışkan besinler diş çürümesini hızlandırır.

Karbonhidrat bedenin temel güç kaynağı olmakla birlikte kaliteli karbonhidrat tüketiminden (yulaf, tahıl, sebzeler) kaçınılmamalıdır. Bilakis lif içeren bu küme karbonhidratlar ağız içinde ağır çiğnendiğinden dişleri temizleyerek tükürük akış suratını artırır. Tükürük dişleri temizleyen ve çürümesini engelleyen bir yapıdır. Şekersiz sakız tüketimi tükürük akış suratını arttırarak dişleri temizler. Lakin ağır kullanımı kas ağrılarını tetikleyebilir.
Milliyet