Yorulmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) önlemleri kapsamında kullanılan maskelerin temizliğinin, havaların soğumasıyla daha değerli hale geldiğini söz etti.
Soğuk havalarda ağızdan çıkan su buharının, maskenin ıslanmasına neden olduğunu belirten Yorulmaz, “Zamanla ıslanan maske, sıcaklık ve nem ile mikropların en süratli üreyebileceği ortamlar. O nedenle maskemizi ıslandığında kesinlikle değiştirmemiz lazım. Aksi halde onun kendisi bir mikroorganizma kaynağı haline geliyor ve bunu soluyoruz. Bu mikropları, yeni üreyen mikroplarla birlikte tekrar bedenimize almış oluyoruz. Maskemizi ıslandığında kesinlikle değiştirmemiz lazım. 10 kez ıslanırsa 10 kez değiştirmeliyiz.” dedi.
Yorulmaz, maske kullanmanın soğuk havanın direkt solunmasını önlediğini lisana getirdi.
Kirli havada iki kıymetli husus bulunduğunu anlatan Yorulmaz, “Bir tanesi kükürtdioksit, oburu partiküller, yani minik tozlar. Bunların 2,5 mikron çaplı olanları var ki direkt akciğerlerimize iniyor. Bizim için en büyük risk 2,5 mikron ve daha küçük olan partiküller. Bunların içerisinde ağır metaller var. Münasebetiyle bunlar çok önemli zehirleyici tesire sahipler. Yıllar içerisinde tesirleri ortaya çıkıyor. Maske kullanımı bu mevzuda da fayda sağlıyor.” diye konuştu.
“KULLANDIĞIMIZ MASKEYİ DIŞARIDA ATALIM”
Yorulmaz, havadaki kirleticilerle temas eden maskelerin kullanım sonrası cebe yahut çantaya konularak konuta getirilmemesi, katlanarak çöpe atılması gerektiğini vurguladı.
Kullanılmış maskelerin üzerindeki partiküllerin, tozlaşma sonrası konutta havaya karışabileceğini söz eden Yorulmaz, “Kullandığımız maskeyi konuta sokmayalım, dışarıda atalım. Konuta girdiğimizde her gün banyo yapma talihimiz yoksa elimizi yüzümüzü çok iyi yıkamamız lazım. Burnumuzu, ağzımızı temizlememiz, suyla çalkalamamız son derece kıymetli.” tabirlerini kullandı.
Milliyet
