Bahçeli, MHP’nin Meclis kümesi toplantısında özetle şu bildirileri verdi:
KAVALA VE DEMİRTAŞ: Fren ve dikiş tutmayan Kılıçdaroğlu en sonunda karanlık niyetini hain isimleri peşpeşe sıralayarak ifşa etmiştir. Utanmadan, sıkılmadan sormuş; Osman Kavala neden mahpusta? Selahattin Demirtaş neden mahpusta? Osman Kavala Sorosçu’dur, Selahattin Demirtaş teröristtir, teröristin yeri de hukukun üstün olduğu tüm demokratik ülkelerde demir parmaklıkların gerisidir. Bir teröristin niçin mahpusta olduğunu sormak teröristin müdafaasıdır. Kılıçdaroğlu terörist Demirtaş’ın CHP’nin başına çökmüş gölgesidir. Sayın Kılıçdaroğlu, kimin kılıcını sallıyorsun?
BÜROKRASİYİ TEHDİT: Kılıçdaroğlu amcalığa, ağabeyliğe soyunmuş, bu sefer da bürokrasiye ayar vermeye kalkışmış. Verdiği mühlet doldu, üstelik bir gün de geçti. Sayın Kılıçdaroğlu, ne oldu, heyben doldu mu? Attığın taş yerini buldu mu? Başın göğe erdi mi? Senin hukuka bakışın bu mudur?
İMAMOĞLU NEYİN HAZIRLIĞINDA?: Kılıçdaroğlu, bürokratlara değil, İBB Başkanı’na kafa yormalı, onu fazla özgür bırakmaktan sakınmalıdır. Yalnızca boş vakitlerinde belediye binasına ve İstanbul’a uğrayan bu şahsın gezmediği, gitmediği yer neredeyse kalmamıştır. Gözümüzden kaçtığı sanılmasın, sipariş bir senaryo devrededir. Vazife alanı İstanbul’la sonlu olan bu belediye liderinin vilayet il, ilçe ilçe gezmekteki hedefi nedir? Varmak istediği yer neresidir? Hatta Yunanistan ziyaretine niçin gereksinim duymuştur? Neyin hazırlığı içindedir?
İSTENMEYEN ADAM: Yunanistan’da yayımlanan 127 yıllık Estia isimli bir gazetenin İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi’ne atfen yaptığı haberde, ‘Erdoğan’ın günleri sayılı, yeni bir duruma kansız bir geçiş ihtimal dışı değil’ argümanları şayet doğruysa, karşımızda büyük bir sorun var demektir. Şayet bu türlü sorumsuz açıklama yapılmışsa, büyükelçinin gözünün yaşına bakılmadan istenmeyen adam ilan edilmesi hem diplomasinin teamülü hem de ulusal onurun şaşmaz bir gereğidir. Bize parmak sallayanların parmağını kırarız, kumpas hazırlayanların tezgahını başlarına geçiririz, bedelse de öderiz.
‘Alayına birden hodri meydan’
SİPER KAZIYORLAR: Yunanistan Ege ve Doğu Akdeniz’de ittifaklar kurarak Türkiye’ye karşı cephe oluşturmaktadır. Fransa ile ‘Savunma ve Güvenlik İşbirliğine Yönelik Stratejik Paydaşlık Anlaşması’ imzalamış, ABD ile ‘İkili Savunma İşbirliği Anlaşması’nı 5 yıl daha uzatan imzaları atmışlardır. Bu mutabakat kapsamında, Trakya’dan Girit’e kadar birtakım kara, hava ve deniz üsleri ABD’nin askeri faaliyetlerine açılacaktır. NATO içinde Türkiye’ye karşı siper kazılmaktadır, Ege ve Doğu Akdeniz’e mayın döşenmektedir. ABD, Çin’in Kuşak-Yol ile Rusya’nın güç akım projelerini engelleyecek orta istasyonlardan birisi olarak Yunanistan’ı belirlemiş, bu ülkeye askeri yığınak yapmış, Türkiye’yi de kuşatma altında tutmayı amaçlamıştır. Bu jeopolitik bir kumardır. Yunanistan’ı kışkırtan bu ülke, eşzamanlı olarak PKK/YPG/PYD’yi de silahlandırıp Türkiye’yi maksat göstermektedir. Türkiye’ye gözdağı verilmektedir, Türkiye tehdit edilmektedir. Pasifik’te aksi düşen ABD ile Fransa, şu işe bakınız ki, Ege ve Akdeniz’de Yunanistan’ın gerisinden ülkemize silah göstermektedir. Alayına birden hodri meydan diyoruz.
Milliyet