Spor Toto Muhteşem Lig’in 30. haftasında Beşiktaş kendi sahasında Atakaş Hatayspor’la karşılaştı. Çabada 1-0 öne geçen Beşiktaş, gol fırsatlarını değerlendiremeyip Lobjanidze’nin golüne de pürüz olamayınca alandan 1-1’lik beraberlikle ayrıldı.
Beşiktaş’ın meskeninde aldığı bu puan kaybını spor müellifleri köşe yazılarında kıymetlendirdi. İşte o yazılar…
Oyun da yetmedi, skor da – Attila Gökçe (Milliyet)
Amaçsız kalmak çok berbat. Hele omuzlarınızda hala “şampiyon” unvanını taşıyorsanız. Şampiyonluk, ikincilik, üçüncülük hesaplarının dışına düşmüşseniz.. Kupa’dan elenmişseniz. Bir de Şampiyonlar Ligi’nde “sıfır” çekmişseniz, o topun tartısı katlanır…
Denetimi kaybedersiniz. Yıpratan ve hırpalayan ekipten yıpranan zorlanan ekibe dönüşmenin dramını yaşarsınız. Beşiktaş böylesine “şok” bir dönem yaşıyor. Galibiyeti adeta unuttular. Maçın sonundaki beraberlik, kanımca motivasyon yetersizliğinden kaynaklanıyor. Kültüründe, geleneklerinde olmayan bir süreç. Dünkü oyunun başlangıcında hem gol var, hem de küçük bir patlama… Sıkıntı rakip Hatayspor önünde golü bekletmeden atıyorlar.
Ghezzal’ın asisti… Batshuayi’den hayret bir maharet. İki rakibinin ortasından açıyı buluyor ve kadrosunu öne geçiriyor. Golden sonra kar yağışı yeri kayganlaştırıyor. Top denetimi güçleşiyor. Oyun yavaşlıyor. Ortama uyan ve kazandığı topları çok çabuk üçüncü bölgeye taşıyan Hatayspor… Uzun toplar kullanıyorlar. Akıllı koşularla oyunda akıcılığı sergiliyorlar. Beşiktaş savunması yeniden dertli. Haftalardır iki stoperi Vida ve Welinton’u bir ortada oynatamıyorlar. Daima değişim uyumsuzluk da getiriyor. O nedenle gecikmiş müdahalelerle sık sık duran top ikram ediyorlar rakiplerine. İşte onlardan birinde Lobjanidze’nin sağ ayağıyla kullandığı kavisli hür vuruşta genç kaleci Emre topa yetişemiyor. Beraberlik golü.
Lider Karaveli Hoca’nın alana sürdüğü 11 dikkat çekici… Kenan Karaman yok, Larin var. İnanç Yalçın’la Batshuayi birebir onbirde. İnanç forvet ardı oynuyor. Bu türlü bir oyuncunun önündeki golcüyü oynatması, konum hazırlaması, fırsat buldukça şut çekmesi ya da ceza alanına girmesi beklenir. Anlaşılan o ki İnanç için şimdi erken bir rol bu. Neyse, canı sağ olsun. Deneyim kazanıyor. 67’de yerini “tecrübeye” (Teixeira’ya) bırakıyor. Sonradan Atiba’nın da iştirakiyle biraz daha baskılı oynuyorlar. Lakin Beşiktaş’ın oyunu ağırlaşıyor… Ya isabetsiz paslar ya da ağır yerde kalan toplar… Biraz da telaşla tempo tutturamıyorlar. Maçın sonu yaklaşırken Beşiktaş ısrarla golü arıyor. Uzun süren sakatlıktan sonra Larin’in yerini alan NKoudou, oyuna sürat ve hareket kazandırma çabasıyla alkışı hak ediyor. Bu ortada Larin’de geçen yılın Dorukhan Toköz halleri gözleniyor. Yanılmayı dilerim lakin, gönülsüz üzere. Dünya Kupası’nda ferdî pazarlama fırsatını mı kolluyor? Bilmiyorum. Hatayspor da yakaladığı kontra fırsatlarıyla Beşiktaş kalesini tehdit ediyor. Lakin genç kaleci Emre çok dikkatli.. Yediği frikik golü dışında kurtarışları da var, aferin!
Kaçan balık tekrar çok büyük oldu – Bilal Meşe (Milliyet)
Valla Lider hocam, aklın yolu bir… Bilhassa skor tabelasını değiştirecek kramponlarını yedeğe çekmenin doğruluğunu kimse savunamaz.
Sen gol yollarındaki silahlarını alana sür, yani tercihi yanlışsız yap, gerisini onlar düşünsün, gol attılar mı, kaçırdılar mı, bırak onları biz eleştirelim! Bu bahiste hepsinin maşallahı var, rekor peşindeler! Daima söyledim, büyük gruplar ister içeride, ister dışarıda tek forvetli oyununu gerçek bulmadım, eleştirdim, hala birebir fikirdeyim. Bak, İnanç Yalçın, Batshuayi ve Larin, işte budur… Beşiktaş bu üçlüyle birinci on dakika içinde rakibe o denli bir baskı yaptı ki, adeta nefes aldırmadı! Bu müddette tekrar Kartal çok üretti, gelin görün ki, final vuruşlarında birebir başarıyı maalesef gösteremediler. Larin ve İtimat Yalçın o konumları gole çevirse, inanın Kartal’ın maçı bu on dakika içinde koparması işten bile değildi.
Gelelim Larin’e… İnanın biraz teknik kapasitesi yüksek olsa, ülkü bir golcü tipi olurdu, bir çok grubu da peşinden koştururdu. Yüksek toplarda tesirli, yerde yok dersek abartmış olmayız! Topu göğsüyle indiriyor, fakat nereye, en az 5 metre ötesine, ondan sonra tekrar o topu kazanmak efor harcıyor! Kartal’ın bu yarıdaki ağır baskısı 17’de golü getirdi… Kartal’ın asist hükümdarı Ghezzal, bu maçı da boş geçmedi, Batshuayi’ye topu kazandırdı, golcü futbolcu güç durumda sert vurdu, kaleci topu ağlarda gördü. Gol krallığı yarışında Batshuayi 12 golle birinci on ortasında… Haydi sen, sen ol, bu oyuncuyu yedeğe çekin, olmazzzz, onun yeri daima sahadır, bunu bilir, bunu söylerim. Kaleci Ersin cezalı, tribünde, yerine genç Emre Alım var, yaşı 18… Bilhassa yüksek toplarda dertli çıkışlar yaptı, deneyimsiz kızmamak gerekir. Ne var ki Lobjanidze’nin frikikten attığı golde Emre köşeyi kestirim etti, ancak geç kaldı. Birinci yarıda hakem açısından tartışmalı bir konum var… Larin, Burak ve Onur’un ikili sıkıştırmasından çıkamadı, kendini yerde buldu. Orta hakem VAR ile diyaloğunu sürdürdü, izleme konusunda uyardılar mı, bilemem! Lakin bana nazaran durum gridir, penaltıyı verse, kimsenin gıkı çıkmaz!
Yahu bir ekip bu kadar konum üretir, bu kadar gol kaçırır mı arkadaş! O denli net konumlar var ki, gözlerimize inanamadık, hangisini saysak? Bu yarıda Ghezzal, Rosier ve Batshuayi (2) kaçırdıklarına bakın! Biri ceza alanı içinden, oburu alt pas içinden fileleri havalandıramadı! Batshuayi bile şaşırdı, o altı pastan topu dışarı atmak bile yetenek ister, yetenek!
Dedik ya Kartal bu, fırsatları kaçırma ismine adeta rekor kırmaya devam ediyor, artık alışkanlık haline geldi maalesef! Aşikâr ki bu dönem bu türlü gidecek, yapacak bir şey yok, biz alıştık, sizler de alışın, ya da yatıştırıcı alın eyy taraftarlar!
Santrforsuz bu kadar – Serdar Sarıdağ (Milliyet)
İnsanın aklına Galatasaray derbisi geliyor. Nasıl olur da Kenan Karaman ile İnanç Yalçın, derbide birinci onbirde olmaz? Nasıl olur da Kenan ve İtimat erken çıkartılır? Hiç kimse fakat hiç kimse Beşiktaş’ta gerçeği göremiyor… Bu grup dönem başından beri santrforsuz oynadı. Sergen Yalçın bu yüzden bugün ekibin başında değil. Lider Karaveli bu nedenle Beşiktaş’ın tüm kabahatlerini sırtlayan günah keçisi muamelesi görüyor.
Batshuayi 17. dakikada golünü attı. Hele şükür diyeceğine elleriyle “herkes çok konuşuyor” işareti yaparak yansısını gösteriyor. 27. dakikada Can Bozdoğan o durumu golle tamamlasa kalan dakikalar Beşiktaş ismine daha rahat geçebilirdi. Ancak 42. dakikada Lobjanidze’nin hür vuruştan attığı gol, istikrarları eşitledi. İkinci yarıda da net durumlar oldu. Güven’in 53. dakikada kaçırdığı ile 59’da Batshuayi’nin başla kale ağzından auta gönderdiği durumlar, Beşiktaş ismine en kıymetli dakikalardı.
Munir 80. dakikada Ghezzal’ın şutunu kurtardığı, Mame Diouf ise 84’teki fırsatı değerlendiremeyince iki ekip da alandan bir puanla ayrılmış oldu. Maç sonunda ise Beşiktaş taraftarının ıslıklı protestosu vardı. Hem rakibe hem de maçın hakemine. Lakin aslında o ıslıklama bu yılki kısmetsizliğeydi tahminen de. Tahminen ulusal orta sonrası daha farklı bir Beşiktaş görebiliriz lakin bu da çok zayıf bir ihtimal.
Milliyet