Merkezi Londra’da bulunan iklim ve güç odaklı bağımsız niyet kuruluşu Ember, Global Elektrik Görünümü 2021 başlıklı raporunu yayımladı.
Rapora nazaran, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını geçen yıl global elektrik talebindeki artışın durmasına yol açtı. Dünya elektrik talebi geçen yıl yüzde 0,1 azalışla, 2008-2009 finansal krizinden sonra birinci sefer düşüş gösterdi.
Geçen yıl talepteki yavaşlamaya karşın rüzgar ve güneş gücü, salgına karşı başka kaynaklara nazaran daha büyük direnç gösterdi. Geçen yıl dünyadaki toplam elektrik üretimi 25 bin 850 teravatsaat düzeyinde gerçekleşirken, rüzgar ve güneş gücünden sağlanan elektrik 2 bin 435 teravatsaat oldu.
Böylelikle, rüzgar ve güneş 2020’de global elektrik üretiminin yaklaşık yüzde 10’unu oluşturdu.
Rüzgar ve güneşteki büyüme, İngiltere’nin toplam üretimden fazla
Rüzgar ve güneş gücünden elektrik üretimi geçen yıl dünyada 314 teravatsaat (yüzde 15) arttı. Bu artış, İngiltere’nin bir yıllık toplam elektrik üretiminin üzerinde gerçekleşti.
Rüzgar ve güneş gücünden elektrik üretimindeki 314 teravatsaatlik büyüme sayesinde, kömürden elektrik üretimi geçen yıl 346 teravatsaatle (yüzde 4) rekor düşüş yaşadı.
Geçen yıl kömürden elde edilen toplam elektrik ise 8 bin 736 teravatsaat oldu.
Rapora nazaran, rüzgar ve güneş gücünün toplam elektrik üretimindeki hissesinin artmasında elektrik talebinin salgın nedeniyle yavaşlaması tesirli olurken, talebin yine artışa geçmesiyle dünyada daha fazla rüzgar ve güneş gücü kapasitesinin oluşturulmasına muhtaçlık duyuluyor.
Elektrik kesimi kaynaklı emisyonlarda artış sürüyor
Dünyada kömürden elektrik üretimi düşmesine karşın Çin, kömürden elektrik üretiminde artış görülen tek G20 ülkesi oldu ve bu alanda yüzde 53 hisseyle en önde yer aldı.
Kömürün elektrik üretimindeki hissesi yüksek olan öbür 4 ülkede ise bu hissede düşüş görüldü. Bu kapsamda ABD’de kömürün elektrik üretimindeki hissesi yüzde 20, Güney Kore’de yüzde 13, Hindistan’da yüzde 5 ve Japonya’da yüzde 1 geriledi.
Öte yandan, geçen yıl kömürden elektrik üretimindeki düşüşe karşın, elektrik dalından kaynaklanan emisyonlar Paris Mutabakatı’nın imzalandığı 2015’e nazaran yüzde 2 artış gösterdi.
Ember Önderi Dave Jones rapora ait değerlendirmesinde, elektrik talebi büyüdükçe kömürden üretimin azalması için dünyada daha fazla rüzgar ve güneş gücü kapasitesine muhtaçlık duyulduğunu belirterek, “Bu yıl Çin, Hindistan ve ABD’de kömürden elektrik üretiminin tekrar artmaya başladığını görüyoruz. Bu da daha büyük bir artışın olacağını açıkça gösteriyor.” tabirlerini kullandı.
Salgın sürecinde kömürden elektrik üretimindeki rekor düşüşün yetersiz kaldığını kaydeden Jones, “Dünyanın hiçbir yerinde gereğince süratli ilerleme kaydedilmiyor. Global ısınmanın 1,5 dereceyle sonlandırılması için kömürden elektrik üretiminin 2030’a kadar yüzde 80 azalması gerekiyor. Dünya önderleri, önümüzdeki zorluğun büyüklüğünün hala farkına varamadı.” değerlendirmesinde bulundu.
Milliyet
