Elif Altın – Birleşmiş Milletler Bayan Birimi’nin (UN Women), “Kadına Yönelik Şiddetle Çaba için 16 günlük Aktivizm Kampanyası” çerçevesinde düzenlediği “Karanlığı Aydınlat Işık Enstelasyon Sergisi” evvelki gün Kadıköy Yoğurtçu Parkı’nda açıldı. UN Women Avrupa ve Orta Asya Bölge Yöneticisi Alia El Yassir, UN Women Türkiye Ülke Yöneticisi Asya Varbanova, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Lider Yardımcısı Elçi Müsteşar Elefterya Perzinidu, İsveç Başkonsolosu Peter Ericson, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Lideri Ekrem İmamoğlu ve sanatçı Demet Evgar’ın katıldığı aktifliğin yapıldığı alan, şiddete karşı farkındalık oluşturmak maksadıyla turuncu renkle aydınlatıldı.
‘Gölge pandemiyi yaşıyorlar’
“Dünyanın her yerinde bayanlara ve kız çocuklarına uygulanan şiddete son vermek için güçlerimiz birleştirmek zorundayız” diyen Birleşmiş Milletler Bayan Ünitesi Avrupa ve Orta Asya Bölge Yöneticisi Alia El Yassir, “Dünya çapında 3 bayandan neredeyse 1’i fizikî ya da cinsel şiddete maruz kalmakta. Kovid-19 global salgınıyla birlikte beşerler konutlarında kapanmak durumunda kaldığında da bayanlar ve kız çocukları ‘gölge pandemi’ ismini verdiğimiz bir losyondan daha da muzdarip olacak formda etkilenmekte” dedi. İsveç Başkonsolosu Peter Ericson ise, kadına ve kız çocuklarına karşı şiddetin yalnızca bir bayan problemi olmadığını belirterek, şunları dedi: “Bu birebir vakitte bir erkek problemidir. Bayanlara karşı şiddeti işleyenler erkeklerdir. Bizler erkekler olarak bu son derece büyük sorunun kalbinde yer almaktayız. Tahlilin de erkekler olarak bir kesimiyiz. Bundan ötürü bayana ve kız çocuklarına karşı şiddeti bir erkek sorunu olarak adletiyorum. Ve erkekler de tahlil için oldukça fazla çalışmalı, kayıtsız kalmamalı ve sesini yükseltmeli.”
‘Asla gerekçelendirilemez’
Bayanlara ve kız çocuklarına yönelik şiddetin asla gerekçelendiremeyeceğini vurgulayan Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Lider Yardımcısı Elçi Müsteşar Elefterya Perzinidu da “Hâlâ şiddetin gerekçelendirilebileceğine inanan hatta şiddet aksiyonunda de ‘Bunu provoke eden buna maruz kalan kişidir’ diyerek bunu gerekçelendirmeye çalışanlar olduğunu görüyoruz. Şiddet asla gerekçelendirilemez. Burada sorumlu olan tek kişi o hatanın failidir. Hâlâ bu husustan konuşmaktan korkan ve çekinen bu durumu yetkili merciilere bildirmekten, takviye istemekten ve bunu paylaşmaktan korkan ve çekinen şiddete maruz kalan pek çok bayan olduğunu biliyoruz. Bu nedenle güçlerimizi birleştirip “Artık kâfi, kayıtsız kalmayalım’ diyorum” dedi.
Esra Koruç
Bayanların çığlığı: Rüzgârın Fısıltısı
Stantta yer alan “Rüzgârın Fısıltısı” isimli yapıtın sahibi sanatçı Emre Okçuer, tabiatta bayan ve erkeğin eşit var olması gerektiğini söylerken, “Eğer bu eşitlik bozulursa ömrün döngüsü de bozulur. Lakin erkek hâkim toplumlarda maalesef bayanların içindeki o güç potansiyel ışık bastırılıyor. Bunun yanı sıra bayanlar şiddete maruz kalıyor, seslerini de duyuramıyorlar. ‘Rüzgârın Fısıltısı’ aslında o bayanların yardım çığlıkları. Fakat kulak verenler bu çığlıkları duyabiliyor ve onlara yardım edebilmek için de toplumun kenetlenmesi, bu bayanların sesini duymak ve duyurulmasında da yardımcı olmaları gerektiğine inanıyorum” diye yapıtını anlattı.
Emre Okçuer
‘Eşitlik alanı oluşturduk’
“Yerden Yüksek” isimli yapıtında siyasette bayana yönelik şiddeti vurguladığını belirteren sanatçı Hazal Ünsal da “Benim oluşturduğum platformlar birer kürsüyü temsil ediyor. Pembeler ve mavi renkler bizlere atfedilen bebeklikten beri bizleri cinsiyet ismi altında sunulmuş renklerden kimileri. Platforma çıkıldığında renkleri tek renk olan turuncuya dönüyor. Üzerine çıkan kişinin cinsiyeti, tartısı, yaşı fark etmeksizin söyleme kelamı olan herkes üzerine çıktığında eşitlik alanı oluşturuyoruz” dedi. “Ben Değilsem Kim” isimli yapıtın sahibi sanatçı Birincinin Eskipehlivan, “Bu sorunun daha görünür ve daha tartışılır bir bahis haline gelmesi gerekiyor. Ancak o birileri kim? Bu birileri ben, sen, o, bu ve herkes. Eser de bunu sorguluyor. ‘Ben Değilsem Kim’i okuyorsunuz ve o çerçevenin içi boş. Bayana yönelik şiddet konusunda bu işin çözülmesi gereken bir sorun olduğunu kabul edecek ve bu işin tahlil etaplarında yer alabilecek hepimiziz aslında” diye konuştu.
Hazal Ünsal
‘Doğanın şiddeti’
“Dilek Ağacı” isimli yapıtın sahibi sanatçı Fırat Engin yapıtıyla ilgili” Ben kendi yapıtımda daha çok tabiatın şiddetini içeren oraya gönderme yapan cümleler kullanıyorum ve bu bir ağaç üzerine yerleştiriyorum. Yağmurun çarpması, yıldırımın düşmesi ve gök gürlemesinin sesi. Niçin? Zira tabiatın şiddetine karşı çok fazla bir şey yapamayabiliriz” dedi. “Oyun Bozan” isimli yapıtın sahibi sanatçı Esra Koruç ise eseriyle ilgili şunları söz etti: “Toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve bayana yönelik şiddet dediğimiz de orada vahim bir dengesizlik var. Tam olarak bu yüzden ‘Oyun Bozan’ formu birazcık da daha dengelerin eşit olduğu noktada her şeyin o ahenge tekrar kavuşacağını gösterme manasında istikrarda duruyor. İstikrar esnasında turuncu oluyor. İstikrarlar bozulunca bir imdat daveti yapması için kırmızı renk ve ses kullandım.”
Milliyet
