Selçuk, katıldığı canlı yayında, açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
2019 Milletlerarası Matematik ve Fen Eğilimleri Araştırması (TIMSS) Türkiye sonuçlarına değinen Bakan Selçuk, TIMSS’in müfredat, matematik ve fen yüklü yaklaşım sergilediğini anlattı.
Türkiye’nin, matematik ve fen alanında, TIMSS uygulamalarında sabit muvaffakiyet ölçüsü olarak kabul edilen ölçek orta noktasının, 500 puanın üzerine birinci kere çıktığına işaret eden Selçuk, bu sonucu “sıçrama” olarak nitelendirdi.
Sonuçlarla ilgili varsayım yaptığında birçok kişinin “olmaz o denli bir şey” dediğini aktaran Selçuk, bu sonuca ulaşmanın kendilerini memnun ettiğini lisana getirdi, emeği geçenlere teşekkür etti. Bakan Ziya Selçuk, şöyle konuştu:
“Türkiye’nin eğitim sisteminin memleketler arası seviyede ivme kazanmış olması memnunluk verici durum. Türkiye şayet azmederse daha iyisine muktedirdir, daha iyisi de olacak. Bununla ilgili çalışmaları sistematik biçimde yürütüyoruz. Bizim 4. sınıfta fen alanına baktığımızda 2015’te 483 olan ortalama puanımız 43 puan artarak 526’ya çıkıyor. Önemli bir artış bu. Bunu geçtiğimiz yıllarla ve öteki ülkelerin yükseliş sıralamasıyla karşılaştırdığımızda, ne kadar büyük sıçrama olduğu görülecek. 47 ülke ortasında 35’inci sıradayken 2019 yılında 58 ülke ortasında 19’uncu sıraya yükseliyoruz. Bu önemli yükseliş. Bunu sürdürülebilir kılmak için önemli çalışmalara muhtaçlık var.”
Okuduğunu anlamanın kıymetli olduğunun altını çizen Selçuk, okuduğunu manaya yetkinliğinin artırılmasının hedeflendiğini, Türkçede “dinleme, okuma, konuşma, yazma” alanlarındaki dört lisan maharetine dayalı eğitim sisteminin alt yapısını kurduklarını kaydetti.
“Spesifik çalışmalar yaptık”
“TIMSS imtihanı nedir, neyi ölçer, bunun müfredattaki karşılığı nedir, ölçme kıymetlendirme mantalitesinin ne olduğuna” yönelik çok spesifik çalışmalar yaptıklarını belirten Selçuk, şunları söyledi:
“Bu araştırmanın örneklemini memleketler arası kuruluş belirliyor. Örneklemi seçen de onlar. Onların makul algoritmaları var. Bu çerçevede de bizim LGS’ye yönelik olarak, müfredata yönelik olarak akıl yürütmeyi öne çıkaran, eleştirel düşünme süreçlerini öne çıkaran, okuduğunu anlamayı öne çıkaran yaklaşımımız, öğretmenlere yönelik salgın devrinde uzaktan eğitimle yaptığımız çalışmalar, EBA’da yaptığımız çalışmalar, soru dayanak paketleri, bütün bunlar adım adım iyileştirmeyi sağlıyor.”
Ulusal Eğitim Bakanlığının raporlarında eğitimdeki eksikliklere de yer verildiğini belirten Selçuk, “Tabii ki var eksiğimiz, doğal ki daha çok çalışmamız lazım. Lakin elbette iyiye iyi, aksiye olumsuz demek, gelişmeye açık taraflarımızı de konuşmak zorundayız. Ancak her şeye berbat denilirse, umudu büsbütün yitirirsek o vakit yol alamayız.” değerlendirmesinde bulundu.
“Kırk defa ölçüp, bir defa biçiyoruz”
LGS ve YKS imtihanlarında tüm müfredattan sorumlu olup olunmayacağına ait soru üzerine Selçuk, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Biz makro siyasetlere baktığımızda yalnızca bugüne bakarak kararlar alamayız. Bu kararları alırken, bizim büyük bir bilimsel heyetimiz var. Ayrıyeten vilayet müdürlerimiz ve Ulusal Eğitim Bakanlığımızda çalışan öğretmenlerimizin görüşleri var. Kırk defa ölçüp, bir defa biçiyoruz. Eğitim sisteminin uzun vadeli, orta vadeli gayelerini dikkate alarak kararlar veriyorlar. Biz bunu şahsi olarak masa başında veremeyiz. Yetkimiz olsa bile hakkımız yok. Zira bu milletin geleceği ile ilgili bir bahis.”
Selçuk, salgın devrinde yapılacak imtihanlarla ilgili farklı yaklaşım sergileyeceklerine dikkati çekerek, şöyle devam etti:
“Son sınıfta üniversite imtihanına girecek çocuklar, zati daima rapor alıp konutta kalmayı tercih eden çocuklarımızdı. Ancak bu sene öğretmenlerle buluşma konusunda biraz düşüncemiz var. Kaynak konusunda akademik takviye yazılımı ile ve televizyonlardaki hafta sonundaki mevzu anlatımları, soru tahlilleri her husus işleniyor televizyonda. Orada işlenmeyen hiçbir mevzu yok ki imtihanda sorulacak olsun. Biz önümüzdeki süreci de bilmiyoruz. Ocakta, martta, nisanda ne olacak? Biz mevcut duruma nazaran heyetimizle karar bir aldık. Bu karar orta vadede, uzun vadede Türk eğitim sisteminin büyük bir sıkıntıya girmesini engellemeyi planlayan bir şey bu. Şu anda tüm müfredattan sorumluyuz ancak harikulâde durumlar olur, öteki süreçler yaşanır… Biz her vakit olduğu üzere esnek davranmak durumundayız.”
Yüz yüze eğitim
Bakan Selçuk, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) nedeniyle ertelenen yüz yüze eğitimin 4 Ocak’ta başlayıp başlamayacağının sorulması üzerine, salgının bir düşüş eğilimine girdiğini, bunun kâfi olmadığını söyledi.
Salgının durumunu her gün takip ettiklerini tabir eden Selçuk, tüm öğrenci, öğretmen ve ailelerinin temaslı ya da müspet durumlarını günlük izlediklerini anlattı.
Selçuk, Sıhhat Bakanlığı ve Koronavirüs Bilim Konseyiyle istişarelerde bulunduklarını, Sıhhat Bakanı Fahrettin Koca’yla da bugün bir görüşme yaptığını belirtti.
Aşı değişkeninin, salgının seyrindeki düşmenin, umut verici olduğuna işaret eden Selçuk, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki tüm kabine toplantılarında da bahsin ele alındığını bildirdi.
Bakan Selçuk, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“4 Ocak bizim için umut vadeden, iyimser bir kestirim. Sonrasında orta tatil periyodu geliyor, sonrasında ikinci devir gelecek. Bunların hepsini, her halde değişikliği dikkate alarak düşünüyoruz. Tarihlerde değişiklik yapmak, açılışta, kapanışta, tatillerde vesaire. Biz son derece esnek bir yapıyla gitmeyi zorunlu buluyoruz. Önümüzdeki süreçte de salgının seyri düştüğünde gerekeni yapacağız.”
“Riski gördüğüm anda en yüksek düzeyde freni yapıyorum”
“Yarın okul açılsın denirse, biz her şeye hazırız.” diyen Selçuk, sürecin öğretmen ve öğrencileri riske atacak durumu beraberinde getirmemesi gerektiğine dikkati çekti. Ziya Selçuk, şunları kaydetti:
“Risk varsa biz orada yokuz, geri duruyoruz. Tahlil varsa çabucak ileri atılıyoruz, asla geri durmuyoruz. Sistemi çok daha iyi yürütebilelim diye yüz yüze eğitime geçmeyi istek ediyoruz fakat ne kadar isteğim, arzum olursa olsun riski gördüğüm anda da en yüksek düzeyde freni ben yapıyorum. Bu mevzularda bilim insanlarıyla daima istişaredeyim.”
Milliyet
