3 binden fazla bayanın ağız hijyeninin değerlendirildiği bir çalışmanın sonuçlarına nazaran hamile kalmakta zorlananların diş ve diş eti sıhhati, zorlanmayanlara nazaran bariz derecede daha berbat.
Bu bayanların, hamile kalmalarının yaklaşık 2 ay daha uzun sürdüğü gözlemlenmiştir.
Kısırlık; bir çiftin bir yıl yahut daha uzun müddet tertipli, korunmasız cinsel ilgiden sonra gebe kalamama yahut bir hamileliği canlı doğuma taşıyamama’ olarak tanımlanıyor.
Dünya Sıhhat Örgütü, çiftlerin yaklaşık yüzde 10’unun bebek sahibi olma sorunu yaşadığını belirtiyor. Bu yüksek oran, bilim dünyasını gebelik sürecini etkileyen faktörleri tekrar tekrar gözden geçirip değerlendirmeye itmiştir.
Uzmanlar, bağışıklık sistemini de olumsuz etkileyen diş ve diş eti hastalıklarının bayanlarda kısırlığa neden olabileceğine dikkat çekiyor.
Bayan doğum ve üreme uzmanı araştırmacıların en sık ilgilendikleri hususlardan biri, hamile kalmaya çalışılan sürecin, en sağlıklı ve verimli biçimde geçmesidir. Avustralya’da bundan yaklaşık 10 yıl evvel yapılmaya başlanan bir taramanın sonuçları, araştırmacıların ibreyi diş ve diş eti hastalıklarına çevirmesiyle sonuçlanmıştır.
3 binden fazla bayanın ağız hijyeninin değerlendirildiği çalışmanın sonuçlarına nazaran hamile kalmakta zorlananların diş ve diş eti sıhhati, zorlanmayanlara nazaran besbelli derecede daha berbattı. Bu bayanların, hamile kalmalarının yaklaşık 2 ay daha uzun sürdüğü gözlemlenmiştir.
Bu sonuç bizlere şu soruyu sordurur: ‘Bir bayanın gebe kalma talihi, dişlerine ve diş etlerine ne kadar iyi baktığıyla irtibatlı olabilir mi?’ Bu soruya kesin bir karşılık verebilmek için elbette ki farklı coğrafyalarda yapılacak olan daha kapsamlı çalışmalara muhtaçlık duyulmaktadır.
Lakin ağız ve diş hastalıklarının, gebelik bahtını artırmada, denetim altına alınabilecek bir faktör olması, bu süreçten geçen bayanlar için umut verici olabilir.
Gebe kalmak isteyenlerin tertipli olarak dişlerini fırçalamaları; bu süreçte, ağız sıhhatlerini en üst düzeyde tutmak için profesyonel diş doktorlarını ziyaret etmeleri epey değerli.
Ağzımız, diş, diş eti, lisan ve boğazımıza yapışan mikroplarla (bakteri, virüs ve mantar vb.) doludur. Sağlıklı bir ağızda diş eti iltihabı ve diş çürüğü yoktur.
Diş çürükleri, kâfi fırçalama yapmayan bireylerde, şekerli içecek ve yiyeceklerin tüketilmesiyle oluşan asidik ağız ortamında faal hale gelen çürük yapan bakterilerin, zayıf diş minesini etkilemesiyle oluşur.
Ayrıyeten, yemek artıklarının ortama gelmesiyle dişler üzerinde ‘plak’ oluşur. Fırçalama, diş ipi ve diş ortası fırçası kullanılarak plak uzaklaştırılabilir. Lakin bu nizamlı yapılmazsa, plak sertleşir “diş taşı” olur ve uygun formda çıkarılması için diş tabibine gidilmesi gerekir. Bu süreçte ağızda, plak ve diş taşı uzun mühlet kalırsa, bakteriler diş etinde kanamalı, şişkin ve kırmızı renkli “diş eti iltihabı” ismi verilen bir enfeksiyona neden olur.
Erken doğuma da neden olabilir
Diş eti iltihabı; şayet profesyonel diş tabiplerince müdahale edilmezse, dokuları aşarak çene kemiklerini etkilemeye başlayabilir ve dişleri saran kemikte erimeye yol açabilir. Bu söz manası “diş etrafı iltihaplanması” manasına gelen eskilerin piyore diye isimlendirdiği, günümüzde ise periodontitis ismi verilen ağız hastalığıdır.
Periodontitis hastalığında diş etinin altındaki dokular iltihaplıdır. Çene kemiğinde sistemsiz yıkım olunca girinti çıkıntılar oluşur. Mikroplar diş eti üstünde ve altında çoğalmaya devam ederek toksinler salgılar ve dişleri tutan dokulara hasar verir.
Bağışıklık sistemimiz de bu hadiselerden etkilenir. Bu mikroplar ağız boşluğunda sonlu kalmaz ve kan dolaşımımıza girer. Yapılan birçok çalışmada diş ve diş eti enfeksiyonlarıyla; diyabet, kalp-damar sorunları, teneffüs hastalıkları, görme problemleri, düşük doğum tartısı ve erken doğum üzere olumsuz durumlarla hastalıkların alakalı olabileceği belirtilmiştir.
Diş ve dişeti enfeksiyonları üzere denetim altına alınabilecek bir risk faktörünü göz gerisi etmek, büsbütün kişinin sorumluluğundadır. Unutmayın ki; makus ağız sıhhati genel sıhhati etkileyebilir.
Milliyet
